En basit anlamıyla "bakış açısı" olarak ifade edilebilen paradigma, belirli bir zamanda belirli bir yerde en doğru olarak kabul edilen yaklaşımdır. Yeni gelişmeler her zaman paradigmayı sarsar ve geçerliliğini test eder. Yavaş yavaş yıpranan paradigma bir süre sonra daha doğru ve geçerli kabul edilen başka bir paradigmaya yerini bırakır.

Her alanda olduğu gibi eğitim araştırmalarında da çok hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler geçen çeyrek asırda pozitivist(nicel yaklaşım) ve post-pozitivist(nitel yaklaşım) araştırmacılar arasında uzun paradigma savaşları yaşanmasına neden olmuştur. Bu savaşlar bir tarafın diğer tarafı yenmesiyle sonuçlanmamış, her iki görüşün savunucuları diğer görüşü kabullenmek zorunda kalmışlardır.

Eleştirel Teori ise bu her iki paradigmayı da bazı yönlerden eleştirmektedir. Örneğin; sosyal yaşamın genellemeler ve tahminler doğrultusunda açıklanamayacağını ileri sürerek pozitivist yaklaşımı, eleştirel olunmadan bireylerin öznel anlamalarının kabul edilmesinin ise mümkün olamayacağını ileri sürmekle de post-pozitivist yaklaşımı eleştirmektedir. Eleştirel Teorinin öncülerinden Habermas'a göre pozitivizm, genellemeler ve tahminlerle nedensel açıklama yapmaya çalışırken, post-pozitivizm yorumlama ile öznel deneyimleri anlamaya çalışır. Eleştirel Teori ise eleştiri ve özgürlük ile muhakeme yapmaya çalışır.

Eğitim Açısından Eleştirel Teorinin Amaçları

  1. Eğitimdeki güç ve baskı ilişkilerini ortaya çıkarıp özgürleşmenin önünü açmak.
  2. Eğitim içerisindeki gerçekler ve bu gerçeklere ilişkin açıklamalar getiren pozitivist ve post-pozitivist teorileri eleştirerek zayıf yönlerini göstermek.
  3. Teorici ve uygulamacı yaklaşımlarını baskısından kurtularak teori ve uygulamayı birleştirerek özgürleşme.

Eğitimde Eleştirel Teori Nasıl Yansımaktadır?

  1. Birbirinden ayrılmış ve bir alanda uzmanlaşmış disiplinleri kapitalist sistemin bir dayatması olarak gördüğü için kendisini özel bir disiplin olarak tanımlamaz.
  2. Kendiside dahil eğitimle ilgili tüm yaklaşımları eleştirir ve bu yolla özgürlüğe ve gerçeğe ulaşılabileceğine inanır.
  3. Grupların birey üzerindeki baskılarını sorgular.
  4. Gerçekliğin hem ortaya çıkarıldığını hem de inşa edildiğini savunur.
  5. Fabrika üretimi ve endüstri mantıklı ampirik nicel yaklaşımların öğretmen üzerindeki teorik dayatmalarına karşı çıkarak araştırmacı öğretmen yaklaşımını savunur.
  6. Merkeziyetçi program hazırlama çabalarının baskısına karşı çıkar ve programın araştırmacı öğretmenlerin çabalarıyle oluşturulması gerektiğini söyler.
  7. Nicel yaklaşımın sonucu olan genelleme ve teorik hakimiyetle yapılan teftiş sistemini eleştirir.
  8. Okul ve Sistemin yani "öğretme" nin, öğrenme üzerindeki baskısını eleştirir ve deneyimsel öğrenme yaklaşımını destekler. Lewin, Dewey ve Piaget'in kurduğu ve Illich ve Kolb gibi araştırmacılar tarafından sürdürülen deneyimsel öğrenme yaklaşımı deneyimi; algı, bilinç ve davranışla birleştirir.

ELEŞTİREL KURAM VE AKSİYON ARAŞTIRMASI ARASINDAKİ BENZERLİKLER

  1. Her ikiside gelenek, bürokrasi ve paradigmaların hakim olan baskılarını sorgular.
  2. Nicel geleneğin bir uzantısı olan "teori baskı" sına karşı çıkar ve teoriyle pratiği birleştirir.
  3. Her ikiside statükonun eleştirilmesi için güzel bir araç sunar.